Osmanlı döneminde tabyalar stratejik önemi olan kentlerin savunulmasında önemli rol oynamıştır. Özellikle 18. ve 19. yüzyılda Osmanlı topraklarında, Plevne, Vidin, Varna, Silistre, Kars, Erzurum, Çanakkale ve İzmir gibi saldırıya açık pek çok şehirde tabyalar inşa edilmiştir. Edirne de, tabya mimarisinin sistematik örneklerinin bir arada bulunduğu şehirlerden biridir. Meriç vadisinin Trakya düzlükleri ile birleştiği noktada yer alan Edirne şehri, tarih boyunca önemli bir savunma hattı görevi üstlenmiştir. Özellikle Roma İmparatorluğu'nun merkezi İstanbul'a (Contantinapolis) kaydırılınca, yeni başkentin, Orta Avrupa ile bağlandığı yolda yer ala n Edirne, (Hadrianapolis) hem bir ticaret merkezi ve durak yeri, hem de bir savunma hattı olarak önemini bir kat daha arttırmıştır (Darkot,1993, 4).
Edirne Tunca nehrinin Meriç'e ulaşmadan önce çizdiği yarım daire şekilli bir yayın içinde konumlanmıştır. Bu yay şeklindeki nehir, şehri kuzeyden , batıdan ve güneyden kuşatarak kolayca savunulmasını mümkün kılmıştır. Stratejik önemi çok büyük olan Edirne'nin bu doğal tahkiminin yanı sıra, gerçek anlamdaki ilk tahkimi, Roma İmparatoru Hadrianus tarafından yaptırılmıştır. Doğu seferi sırasında (M. S. 123-137 ) Edirne'ye gelen İmparator Hadrianus, şehri bir surla çevirmiş ve bir ordugah (Castrum) haline getirmiştir. (Mansel,1993, 23) Bu sayede şehir, Doğudan ve Orta Avrupa'dan gelebilecek tehlikelere karşı dayanabilecek hale getirilmiş ve barış dönemlerinde ise önemli bir durak yeri hizmeti görmüştür.
Yorumlar
Yorum Gönder