Keşmir Vadisi'nin ortasında, birçok öyküye konu olmuş Srinagar'da, ataları 2000 yıl boyunca Orta Asya'nın steplerinde at koşturmuş, çeşitli boylardan gelen Kazak mültecilerin arasında bir yıl geçirdim. Canlı, sırım gibi ev sahiplerim anayurtları olan, Kızıl Çin'in Sincan Eyaleti'ne (Sincan Uygur Özerk Bölgesi, Doğu Türkistan) dayattığı komünist rejimden kaçan, at üstünde büyümüş savaşçı göçerlerin torunlarıydı.
Eşim ve ben hem parlak bir başarı hem de bir yıkım olan büyük yolculuğu sağ salim tamamlayabilen bir avuç yersiz yurtsuz aileyle çok iyi arkadaş olduk. Sincan'dan başlayan destansı göçe 4000 aile katılmıştı; Keşmir'e, sadece perişan haldeki 350 kişi ulaşabildi.
Kim bu insanlar ve onları yurtlarından eden kriz dalgası hangi siyasi fırtınayla başladı? Bugün, Türk soyundan gelen ve Moğollarla karışmış Kazakların asıl ülkesi, Kazak Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti. Orada milyonlarca Kazak, Çin'den Hazar Denizi'ne kadar uzanan geniş bir bölgede yaşıyor.
Göçebe Kazaklar şu anda, Çin'in en batıdaki eyaleti olan Sincan'da da nüfusun yaklaşık yüzde 10'unu oluşturuyorlar.
Teksas eyaletinin iki buçuk katı büyüklüğündeki yarı kurak toprakların kapladığı ve yarısı kadar insanın yaşadığı Sincan, 1949'da Çin'deki komünist rejimin hâkimiyetine geçti.
Özgürlükleri tehlikeye giren büyük Kazak grupları, komünist yönetime boyun eğmektense, eğer gerekiyorsa canları gibi sevdikleri topraklarından göç etmeyi tercih ettiler.
Şimdi Srinagar'ın yukarısındaki yazlık konaklama yerinde iri yağmur damlaları keçe çadırı döverken, Sultan Şerif şöyle anlatıyordu.
“Daha en başında —Kaplan Yılı'nın ilk zamanlarıydı— liderlerimiz Canım Han ve Osman Batur, bizleri Tanrı Dağları'nın doğusunda bulunan Balikun'daki büyük Kurultay'a çağırdılar” dedi, aldığı büyük bir tereyağı parçasını sıcak çay doldurulmuş kâseme özenle atarken. “Komünistler, hükümetin dizginlerine sıkıca yapışmışlardı. Reislerimiz ve önderlerimiz hangi yola sapacağımızı seçmek zorundaydılar.”
Yorumlar
Yorum Gönder