Söke'den geçilerek girilen Priene-Milet güzergahı üzerindeki ilk köy, Güllübahçe... XVIII. yüzyılda, yamaçlarda kurulan Kelebeş köyü, daha sonraları aşağı taşınmış ve adı değişmiş. Kiliseden, eski köyün kalıntıları hala görülüyor. Büyük kilisesi, taş evleri, dar, parke taşı yolları ve küçük meydanıyla, tüm terk edilmiş görüntüsüne rağmen, karakteri olan bir köy. Rumlardan kalan bazı evler restore edilmiş ancak fark edilmeyecek kadar az sayıda olduğundan pek dikkat çekmiyor. Buranın en büyük özelliği, Söke Ovası'nı kuşbakışı görmesi. Söke Ovası'ndan devam edince, pamuk tarlaları boyunca, Priene'den sonra, arkalarından Dilek Dağı'nın siluetinin yükseldiği köyler, Atburgazı'ndan ve Tuzburgazı'ndan geçilir. Doğanbey köyüne gelmeden önce, sağdaki sapak 5 km sonra Eski Doğanbey köyüne varır. Evleri, Ankaralı ve İstanbullular tarafından sa tın alınarak, zevkle restore edilen, bu bir zamanların 300 hanelik eski Rum köyünde, şimdilerde pek köylü yaşamıyor. Onlar, Yeni Doğanbey'e taşınmışlar. Zeytin ağaçlarının içindeki köyün tepelerine çıkınca, harika bir deniz manzarası var. Avlulu taş evleri, arnavut kaldırımlı ara sokakları, çınar ağaçlı küçük meydanı, kilise, hastane, manastır ve yağhaneleriyle burası gerçek anlamda bir Ege köyüymüş ve Rumlar, burada zeytincilik yaparmış. Daha sonraları, ulaşım güçlüğü nedeniyle, Karine yolu üzerindeki Yeni Doğanbey'i kurmuşlar. Bu gün, hala üzerinde sat ılık yazan, harap durumda evler var. Eski Doğanbey'den tekrar Priene-Milet yoluna çıkıp, sağa sapınca, 8 km sonra, yol üzerindeki balık lokantalarını geçip, Menderes Deltası lag ünler inin en büyüğü, Karine'ye varılır. Karine'nin sığ sularında, suyun içine girmiş balıkçıları, kayıklarını iterken görebilirsiniz . Buradaki balıkçıların hepsi bir kooperatifin üyeleri. Karine'deki tek restoranın balıkları da bu balıkçılar tarafından yakalanıyor . Eskiden ormanlık bir alan olan Karine , sabotaj olduğu saptanan bir yangında, büyük hasar görmüş . Bugün burası askeri bölge. Bir çıkmaz sokağı andıran bu balıkçı köyünün dağlarında, Rumların giderken terk ettiği sığırların ve atların sahipsiz kaldığı, yabanileştiği ve başıboş dolaştığı anlatılıyor. Ayrıca önceden Karine gümrüğünde işçi olarak çalışan Rumların, zaman zaman burayı ziyarete geldikleri de söyleniyor. Burası güzel havalarda, günübirlik geziler için keyifli bir mola yeri. Kışınsa, Karine derin bir hüzüne bürünüyor.
Yorumlar
Yorum Gönder